Nerde kalmıştık Antalya'mız, nerde kalmıştık. Daha dün gibi hatırlıyorum. Görev devir teslimiydi. Beş sene önceydi.
Türkiye'de siyaset nezakettir diyen kardeşiniz burada bu meydanda görevi devir alanların elinden zor kurtulmuştu. Yuh Yuh şarkısı ile uğurlanmış, bir sürü hakarete uğramıştı. İşte o gün karar vermiştim bana bu hakaretleri reva görenleri bir gün gelecek bu kapıdan karanfillerle uğurlayacağım. Allaha şükrediyorum bunu yaşamak yüce Rabbim ve sizler sayesinde nasip oldu. Allah hepinizden razı olsun. Onlar görevi devir alıyorken Türk Bayrağını gönderden indirip CHP bayrağını göndere çektiler. Biz İstiklal Marşımızla ŞANLI bayrağımızı göndere dikip görevi devir aldık. Onlar Yuh Yuh şarkısı ile bizi uğurladılar. Biz Bir başkadır benim memleketim diyerek onları uğurladık. Onlar küfürlerle bizi uğurladılar. Biz karanfillerle onları uğurladık. İşte aramızdaki fark bu. Bu millet bize yapılanları, atılan iftiraları beş yıl unutmadı. Bu mutlu günü birlikte paylaşmak için sabırla bekledi. Çünkü biz men sabere zafere diyen bir inanca sahibiz. Zafer inananlarındır. Bu zafer hepinizindir. Kutlu olsun.
Sevgili Antalya'm
Artık Antalya'da yeni bir dönem başlıyor. Antalya'da yalancılar, iftiracılar gidiyor.
Antalya'da doğrudan şaşmayan adaletli ve dürüst bir yönetim geliyor. Antalya'da kavgacılar, mazeret üretenler gidiyor. Antalya'ya çözüm üreten bir anlayışla hizmet yağmuru geliyor. Velhasıl Antalya'ya huzur geliyor barış geliyor. Hayırlı olsun.
Antalya'da demokrasi kazandı, cumhuriyet kazandı, çeteler kaybetti, takiyyeciler kaybetti. Sözde Atatürkçüler, sözde cumhuriyetçiler kaybetti, özde Atatürkçüler, özde cumhuriyetçiler kazandı.
Cumhuriyeti Pensilvanyada peşkeş çekenler gitti, cumhuriyeti cumhurla, milletle demokrasiyle kuranlar geldi. Darbeciler, tuzaklarla, tezgahlarla montajlarla demokrasiyi tezgahlamaya çalışanlar gitti hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir diyenler göreve geldi.
Beş sene önce 2009 da görevi devir ediyorken ne demiştik. Gelin kursağından haram geçen kim varsa hesabını birlikte soralım. Bugünden itibaren elinizdeki tüm bilgi ve belgelerle hesap sorun Hodri meydan demiştik. Ne oldu beş sene attıkları iftiraların altında ezildiler. Hiç bir şey bulamayınca uydurma bir iki dosya ile yargıya gittiler ama her seferinde yüce yargının ağır tokadını yediler. Biz evrak yakmadık evrak çalmadık. Çünkü korkumuz yoktu. Ama onlar giderayak evrak yakarken suçüstü yakalandılar. Utanmadan sıkılmadan yakılanları önemsiz evrak deyip kendilerini kurtarmaya çalıştılar. Sevsinler sizin önemsiz evrakınızı. Madem önemsizdi seçimi kaybettikten sonramı evrak yakmak aklınıza geldi. Ne zamandan beri iç denetçi raporları Mustafa Akaydın ıslak imzalı evraklar önemsiz oluyor.
Ayrıca resmi evrakları önemli önemsiz diye tanzim etmek Mustafa Akaydına düşmez. Resmi kurumlardaki her evrak önemli önemsiz fark etmez beş sene saklanmak zorundadır. Saklamazsan yakarsan suçtur. İşte beş senesini doldurmamış
2012-2013 tarihli evrakları yakarken yakayı ele verdiniz. Yalanlarla geldiniz, Antalya'yı Yalanlarla beş sene yönetmeye çalıştınız yalanlarınızla bu millet sizi yolcu etti. Hala yalanlarınızla milleti kandırmaya çalışıyorsunuz. Ama bu millet sizin yalanlarınıza kanmadığını sandıkta gösterdi ve bize şu mesajı verdi. Kursağından haram geçenleri, yetim hakkı yiyenleri, hırsızları kaçtıkları yere kadar kovalayın dedi. Amerika'ya da kaçsanız hangi deliğe girerseniz girin bu milletin kör kuruşunun hesabını size soracağız. Yolsuzluk yapanları yüce yargıya teslim edeceğiz. Sizi kaçsanız da ininizde bulacağız ve hesap soracağız.
Evet sevgili kardeşlerim,
Kendilerini milletin efendisi görenlerin hor gördüğü, hakaret ettiği kardeşlerim.
Sizler! Medyada olmayan; sesi çıkmayan kardeşlerim.
Sizler tarih boyunca zor zamanlarda ortaya çıktınız. Sizler tarih boyunca sandıkta konuştunuz.
Sizler Çanakkale'de ölen isimsiz kahramanların çocuklarısınız.
Sizler sessiz Türkiye'siniz.
Siz derin milletsiniz, siz derin devlet değilsiniz, derin milletsiniz.
Bu bayrak sizin sayenizde inmedi. Siz yalanlara kanmadınız. Sizler korkmadınız, sizler kanmadınız, sizler teslim olmadınız.
Siz, bayrağı düşürmeye çalışanlara karşı koydunuz. Sizler o filmdeki Türk bayrağına koşan kadın erkek, genç yaşlı, kahramanlarsınız.
Siz Türkiye'deki, Antalya'daki hayasızca akına karşı çıktınız.
Sizler, "Menderes'i astınız, Özal'ı yediniz, ama artık Erdoğan'ı yedirtmeyiz" dediniz.
Allah sizden razı olsun.
Hepinize teşekkür ediyorum
Bu sevgi seli için, bu bayram coşkusu için teşekkür ediyorum.
Sizin sevginizle, sizin inancınızla, sizin fedakârlığınızla biz bu yarışı önde bitirdik.
Siz Antalya'ya sahip çıktınız, geleceğimize sahip çıktınız.
Siz demokrasiye sahip çıktınız.
Sizin sayenizde hasret bitti, 5 yıllık hasret bitti.
Sevenler kavuşunca Antalya güzel olacak demiştik ve 30 Mart'ta sevenler kavuştu.
Kıymetli Hemşehrilerim,
Seçim sonuçlarını herkes kabul etti, Antalya'da bir tek kişi kabul etmedi, o da Mustafa Akaydın'dı.
Ondan sonra iyi bildiği oyunlara tekrar başladı.
Şaibe var, şaibe var deyip durdu.
Kardeşim, senin partinin diğer adayları şaibe var diyemiyor, Neden? Çünkü onlar dürüst.
O sandık başında sadece senin partinin dışında MHP'nin de diğer partilerin de görevlisi var. MHP'li arkadaşlar niye itiraz etmiyor. Çünkü onlar dürüst, çünkü onlar gerçeği biliyor.
Ama Akaydın, bile bile, başarısızlığını gizlemek için klasik bilinen numaralarına devam etti. Bu oyunlar darbeci çetecilerin oyunlarıdır. CHP içinde bir kesim artık bu oyunları alışkanlık haline getirmiştir.
CHP nerede kazanırsa İzmir'de, Eskişehir'de, orada hile yok, ama nerede kaybederse hile var iddiasında. Nasıl oluyorsa Eskişehir'de CHP 1 puanla kazanıyor hile olmuyor. Nerede CHP kaybederse orada şaibe var iddiası çıkıyor.
Bakın ey gafiller, o sandıkları on kere saysak bizim oyumuz artarak çıkar. Siz neyin peşindesiniz.
Biraz Allah'tan korkun, biraz dürüst olun, biraz utanın!
Sevgili Hemşehrilerim,
Şimdi bana diyorlar ki, sertleşme. Ben zaten o seviyeye inemem.
Ama bu yalancılara, iftiracılara iki çift laf etmeye de hakkım var.
Akaydın, benim aileme hakaret etti.
Türel kimin çocuğu diyecek kadar alçaldı.
Şimdi, bana arkadaşlarım diyor ki, bırak değmez, sen ona uyma.
Doğru, biz hizmet için geldik ve bununla kaybedecek vaktimiz yok.
Sizler bu adama zaten en güzel cevabı verdiniz. Antalya gerekli cevabı verdi. Antalya Menderes Türel'in Antalya'nın evladı olduğunu bu arkadaşa sandıkta hatırlattı.
Ben de artık bu arkadaşı Allah'a havale ediyorum. Antalya'ya ve hukukçulara havale ediyorum.
Bizim için, Antalya için artık kirli siyaset devri kapanmıştır.
Artık Antalya'da hizmet dönemi başlamıştır.
Artık Antalya geleceğe yürüyecek.
Bugünden itibaren bu bayrak direğinde parti bayrağı olmayacak, şanlı Türk bayrağı dalgalanacak.
Evet Sevgili Antalya'm!
Büyük Antalya'nın güzel insanları, Büyük Türkiye'nin güzel insanları,
Antalya'yı seven, Antalya'yı yaşayan, Antalya'ya gönül vermiş güzel insanlar,
Bugün birlikte büyük bir hareketin başlangıcını yaşıyoruz.
Çünkü 30 Mart'ta Antalya bir karar verdi.
30 Mart'ta Türkiye bir karar verdi.
Demokrasisi için geleceği için bir karar verdi.
Kendi kendisiyle sokaklarda kavga etmeyi değil,
ona hizmet için çalışacak bir yönetimi seçti.
Öncelikle Türkiye'ye teşekkür etmek istiyorum.
Oynanan oyunu oylarıyla bozdukları için.
Desteğini milletinden değil başka kaynaklardan alan her hareket
sandık başında kaybetmeye mahkumdur.
30 Mart'tan sonra eser siyaseti, hizmet siyaseti, vizyoner projelerin siyaseti kazanmıştır.
Türkiye kazanmış, Antalya kazanmıştır.
Ardından her türlü kirli siyasete karşı
sağlam iradesiyle dimdik duran başbakanımıza teşekkür ediyorum.
Oy veren, oy vermeyen Antalya'yı gönülden seven herkese teşekkür ediyorum.
Bana çalışmalarıyla yürekten destek veren yol arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.
Sevgili Mustafa Köse başkanımıza. Teşkilatımıza, kadın ve gençlik kollarımıza, sandık görevlilerine, mahalle-köy temsilcilerine, seçim kurullarında görevli avukat kardeşlerime, Menderes Türel gönüllülerine teşekkür ediyorum.
Antalya için;
Birlikte çalışmaya hazır mıyız?
Birlikte büyük hedeflere koşmaya hazır mıyız?
Birlikte Antalya'yı kanatlandırmaya hazırmıyız?
Bugün sevenler yeniden bir arada.
Bugün demokrasiye gönül verenler,
Antalya sevdalıları ile buluşuyor.
Daha iyi bir Antalya için hizmet isteyenler ve
hizmet üretmek isteyenler buluşuyor.
Bugün bu belediyede bir parti bayrağı değil,
Türk bayrağı dalgalandırmak isteyenler buluşuyor.
Buradan herkese söz veriyorum:
Yolları arşınlayan taksicilere, dolmuşçulara,
dükkanında turist, sofrasına aş isteyen esnafa sesleniyorum.
Turizm çalışanlarına, dualarını esirgemeyen analara,
çocuğu için iyi bir gelecek düşleyen babalara teşekkür ediyorum.
AntalyaSpor'u daha iyi bir yerde görmek isteyenlere, rahat bir hayat arzu eden emeklilere,
Antalya'daki yabancı uyruklu hemşehrilerimize, tüm aileme, her şartta bana destek verene eşime kısacası
Antalya'yı seven herkese teşekkür ediyor ve söz veriyorum.
Hizmetlerimle, çalışmamla, terimin son damlasına kadar sizlere layık olmaya çalışacağım.
Mazeret değil hizmet üreteceğim.
Yollar, kavşaklar, vizyoner projeler...
Ben ve ekibim hepsini hayata geçirmek için zamanla yarışacağız.
Bu 5 yıl içerisinde her bir Antalyalı'nın tek tek rızasını alıncaya kadar çalışacağım.
Milletin gücüne güvenenler bir araya gelince,
Antalya'yı sevenler böyle el ele verince Antalya ne güzel.
Sevenler kavuşunca Antalya ne güzel?
Bugün Antalya için sıradan bir gün değil.
Çünkü yarının Antalya'sı bugün başlıyor.
Tüm hizmetlerimizi, bilgimizi birikimimizi Antalya için
ortaya koyma zamanı!
Şimdi az laf çok iş zamanı,
Antalya'nın çalışma zamanı.
Durmak yok, çalışmaya devam, durmak yok, hizmete devam.
Hepinize şimdiden teşekkür ediyorum. Antalya'ya teşekkür ediyorum.
Gazipaşa'dan Alanya'dan, Manavgat'tan, Serik'ten Kaş'a kadar herkese teşekkür ediyorum.
Sağolun, varolun,
Size canımız feda, Antalya'ya canımız feda!