TBMMde partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mecliste 23 Nisan özel oturumunda yaşanan tartışmalara değinerek, CHP lideri Kılıçdaroğlunu eleştirdi. Erdoğan, Kılıçdaroğlundan zaman kaybetmeden aday olmasını istedi. Adıyamanda yaşanan depreme ilişkin de konuşan Erdoğan, Çok şükür can kaybı yok, 13 yaralımız var, ayakta tedavi gördüler, maddi hasar da zaten giderilir dedi.
Seçime ilişkin çalışmalar tamamlandığı zaman seçim çevrelerine dağılarak sahada çalışmaların başlayacağının altını çizen Erdoğan, dün Mecliste yaşanan tartışmaları tasvip etmediğini kaydetti. Milletimizin ve tüm çocuklarımızın dün coşkuyla kutladığımız 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı bir kez daha tebrik ediyorum. Milli egemenliğimizin sevincini yaşadığımız bir günde dün Meclis Genel Kurulunda şahit olduğumuz görüntüleri, yapılan tartışmaları asla tasvip etmediğini bur kez daha ifade etmek isterim. Kendi hastalıklı siyasetlerini ülkemizin bu önemli milli bayramını zehirlemek için kullananları şiddetle kınıyorum diyen Erdoğan, milletin 115 Temmuz destanının önemsizleştirilmek istendiğinin altını çizdi. Erdoğan, Kendisinin o gece darbecilerin açtığı yoldan kaçışını gizlemek isteyen zatın hezeyanları artık şehitlerimize saygısızlık boyutuna ulaşmıştır diye konuştu.
15 Temmuz gecesi yaşananları anlatan Erdoğan, Dün yalan yanlış her türlü ifadeleri kullananlara ben buradan gerçeği hatırlatmak istiyorum. 15 Temmuz gecesi saat 23.17, ana muhalefetin başındaki zat Atatürk Havalimanı'nda ve orada tankların başındakilerle görüşmeler yapılıyor, yapıldıktan sonra tanklar yolu açıyor ve ana muhalefetin başındaki Bay Kemal oradan Bakırköye kaçıyor. Bakırköy Belediye Başkanının evinde misafir ediliyor, orada kahvesini yudumlarken bir taraftan da gelişmeleri takip ediyor. Biz daha sonra Marmaristen Atatürk Havalimanı'na geliyoruz, benim gelişimin nasıl olduğunu, o havalimanına Enerji Bakanımız Berat Bey, eşim, kızım, torunlarımla beraber indiğimi, dün orada bir terbiyesiz vardı, nasıl olduğunu nereden biliyorsun? Olayı yaşayan benim, kalkıp burada, bizim İstanbul Emniyet Müdürü ile şöyle konuşmuşuz, oraya öyle inmişiz. İnsanda izan, ahlak denilen bir şey olur. 23.17de sen genel başkanın ile birlikte oradasın, biz ise Marmaristen oraya uçağımızla geliyoruz ve o piste indiğimizde orada F-16lar ve helikopterler hala uçuyor. İndikten sonra onbinler orada. Sen CHPlileri kandırabilirsin ama o onbinleri kandıramazsın. O onbinler bu olayın en yakın şahidi, senin böyle bir derdin yok. Siz her zaman kuyruğu kıstırıp kaçtınız zaten, hiçbir zaman siz kahramanca F-16ların, tankların karşısına çıkanlardan olmadınız. Sizler Bağdat Caddesinde alkışlayanlardan oldunuz şeklinde konuştu.
Partililerin yaptığı tezahüratlar nedeniyle sürekli konuşmasını kesmek zorunda kalan Erdoğan, partilileri uyararak bu konuların önemini belirtti. Erdoğan, O gece 16 saat süren bu operasyonu biz bizzat havalimanında yönettik. Bay Kemal sen neredeydin o saatlerde? Sen Bakırköydeydin, sen kahve yudumlarken Atatürk Havalimanı'nda bakan arkadaşlarım, milletvekili arkadaşlarım ve tüm milli kahramanlarla beraber oradaydık. Ertesi gün Cuma, biz oradan ayrılmadık, operasyon bitene kadar biz orada dimdik durduk. Valimiz, 1. Ordu Komutanı, şuanda İkinci Başkan, o da orada. Orada kendisine çık basın toplantısı yap dedim. Genelkurmayı vekaletin orada Ümit Paşaya verdim. Bay Kemal bunları biliyor musun? Vekaleten Genelkurmay Başkanlığını Ümit Paşaya vermek suretiyle süreci yönettim. Tabii dün baktın ki cumhurbaşkanı balkonda oturuyor, onun burada konuşma yetkisi yok, hakkı yok, oradan bol bol sallıyorsun, bir de edepsizce el-kol hareketi yapıyorsun. Ben bu el-kol hareketini yaptırmam ya, AK Parti Genel Başkanına belki yaparsın, ama bu ülkenin cumhurbaşkanına yapamazsın. Onun için haddini bileceksin. Ama bunlarda böyle bir şey yok, ahlak anlayışı yok. Dolayısıyla oradaki gelişmeler gerçekten bir felaketti. Milli iradenin tecelligahı olan çatının altında milletimizin iradesi ile seçilmiş cumhurbaşkanına, tüm ülkenin ve dünyanın gözü önünde hakaret etmeyi siyaset sanan bu zihniyet, kendi çirkefliği içinde boğulmaya mahkumdur. Önce Bay Kemal 15 tane adamını gönderdin sen, sözde İYİ Partiye. Bu 15 adamın senin sözde İYİ Partiyi kabul etti mi, etmedi. Dün baktım ki, ben sözde İYİ Partinin koltuklarında senin bu 15 tane adamın yok, bunlar hala CHP koltuklarında oturuyor. Niye oraya gitmediler, demek ki gönderdiğin yeri beğenmediler. Demek ki, anlaşamadın. İkna edemedin. Bundan sonra her şey olabilir. Fakat bilenen bir şey var, sözde İYİ Parti, dün orada 3-4 kişi vardı, arka koltuklar boş, onlar CHP grubunun sıralarında. Böyle bir fırsat oldu ve o fırsatı böylece sözde İYİ Parti değerlendirmiş oldu. Şuanda çok garip bir senaryo var piyasada. Hafta sonuna kadar bu senaryo nasıl oynanacak göreceğiz. Biz bu konuda adımımızı atmışız, bir taraftan manifestomuzu hazırlıyoruz, bir taraftan seçim beyannamemizi hazırlıyor. Bir an önce bunlar açıklanacak. İlkini ayın 6sında açıklayacağız, bu bizim manifestomuz olacak, ardından da aday tanıtım toplantımızda seçim beyannamemizi tüm milletimize açıklama imkanını bulacağız ifadelerini kullandı.
CHP lideri Kılıçdaroğlunun Osmanlıya yönelik sözlerini de sert bir şekilde eleştiren Erdoğan, Ana muhalefetin başındaki zatın tek hezeyanı bundan ibaret değil. Geçtiğimiz günlerde bu zat yine mezhepçi saplantılarına yenik düşerek Osmanlıya iftira attı. Bu ne edep dışı bir yaklaşım. Osmanlıyı kurucu unsuru olan Yörüklere, Türkmenlere zulmetmekle itham eden bu zatın gönül dünyasının milletimizden ne kadar uzak olduğunu bu vesile ile bir kez daha gördük dedi.
Sultan Abdulhamidin kendi kapısını bu insanlara teslim ettiğini kaydeden Erodğan, Onlara teslim ettiği halde sen nasıl oluyor da Yörüklerden veya diğer obalardan Osmanlıyı koparmaya çalışıyorsun. Bizim ecdadımız bırak Yörüklere zulmetmeyi, Avrupanın içlerinden Afrikanın derinliklerine kadar dünyanın dört bir yanında zulüm gören kim varsa hepsinin yanında olmayı kendisine görev bilmiştir. Osmanlı bahanesi ile milletimizin tüm değerlerine, tarihine, kültürüne husumetlerini kusan bu zatın iflah olmayacağı iyice anlaşılmıştır. Ermeni çetecilerinden bölücülere ve FETÖcülere kadar Türkiyeyi karalamak için çırpınan tüm kesimlerle aynı dili konuşan, muhtemelen aynı hissiyatları paylaşan bu zatın boyunun ölçüsünü, tabii yüreği yetip meydana çıkabilirse inşallah 24 Haziranda göreceğiz. Dün Mecliste tüm Türkiyenin gözü önünde yaşanan hadiselerin taktirini ben milletime bırakıyorum diye konuştu.
Kılıçdaroğlunadn cumhurbaşkanı adayı olmasını isteyen Erdoğan, Bay Kemal zaman geçirme, gel hemen aday ol. Niye sağda solda arayıp duruyorsun. Bir genel başkana yakışan aday olmaktır, gel aday ol. Benim aziz milletimin sana muhabbetini de görelim. Hiç vakit kaybetme ve yola erken çok. Yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılması ile bu tür gereksiz tartışmaların milletimizin günlük hayatına olan ağır faturalarından kurtulma imkanı da elde edilmiş olacak şeklinde konuştu.