Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde, partisinin İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu.
İstanbul tarihimizin canlı bir aynısıdır. Her zerresiyle Anadolu'dur, Trakya'dır, Türkiye’nin ta kendisidir. Ortadoğu'nun, Asya’nın, Avrupa’nın adeta kalbidir. İstanbul aşktır, sevdadır. İstanbul hoşgörüdür, sabırdır, tahammülür. Hani şair diyor ya. İstanbul'u sevmezse gönül, aşkı ne anlar… İşte bize Anadolu, Trakya aşkını açıklayan bizzat İstanbul’dur. Bu ülkenin her karışına, her bir ferdine hizmet etme sevdasını aşılayan işte bu şehirdir. Aldığımız ilham ve edindiğimiz tecrübeyle milletime çok büyük hizmetler kazandırdık.
İstanbul arkamızda durduğu, insanlarıyla bize destek verdiği sürece bizlere yön gösterecek ve o istikamette yürüyerek, Selçuklu ihtişamını, Osmanlı kudretini Türkiye Cumhuriyeti Bayrağı olarak en yüksek burçlara yükselteceğiz.
Şu dünya üzerindeki herkes bilsin ki, bu ülke ve bu millet, tarihe istikamet çizecek güç ve kudrete fazlasıyla sahiptir. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak başı öne eğilecek bir millet asla değiliz. Biz iradesi teslim alınacak, özgürlüğüne ipotek konulacak, istikameti başkaları tarafından belirlenecek bir millet asla değiliz. Biz her ülkeyle dostane ilişki içinde olmaya, her kurumla samimi işbirliği geliştirmeye özen gösteririz ancak hiçbir ülkenin, hiçbir kurumun üzerimizde ahkam kesmesine, irademize yön vermesine asla müsaade etmeyiz.
Türkiye’nin çıkarı nerede, menfaati neredeyse o yönde ilişkileri geliştiririz. Ama asla Türkiye’yi tek taraflı hizaya çekilecek bir kimse olarak kimse görmesin. Biz alçak gönüllüyüz, ama alçaklık kompleksiyle hareket etmeyiz., Türkiye’nin gururunu kıracak, onurunu incitecek tutuma eyvallah etmeyiz.
ABD'YE CEVAP
Mehmet Akif’in şu dörtlüğünü asla aklınızdan çıkarmayın, dilinizden düşürmeyin.
Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!
Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
Sabrımız tahammülümüz, hoşgörümüz, uygsallığımız, yumaşakbaşlılığmız hiç kimse tarafından farklı yanlış anlaşılmasın. Türkiye hiç kimsenin şamar oğlanı değil. Operasyona yargı sistemlerine içişlerine burun sokulacak ülke hiç değil.
Türkiye kendisine istikamet çizilecek bir ülke değli. Biz millet olar, ülke olarak kendi istikamet tercihimizi yapacak, güce ziyadesiyle sahibiz.
İstikamet batıya doğru atarken, dost ve kardeşlerimize sırt çevirecek kimse değiliz. Hele hele çocuk gibi avutulacak, oyalanacak bir ülke değiliz.
AB müktesebatına göre dünyada Kıbrıs diye bir devlet yoktur. Biz buna rağmen sabır çektik. Kıbrıs’ın ortasından yeşil hat geçiyor. BM Güvenlik teşkilatı oraya yerleşmiş. Kuzeyde Türkiye’nin tanımış olduğu Kıbrıs Türk Devleti var. Bu isim Annan Planı’ndan geliyor. Annan Planı’nda Kıbrıs Türk Devleti diye geçer. Şu anda KKTC. Biz her ikisini de kabul etmişiz. ABD verdiği sözü tutmamıştır. Onlar da bu sürece olumlu destek vermişlerdi. Daha sonra gönderilen aracılar falan hiçbirisi. Güney Kıbrıs bu görüşmelerde samimi değil.
Müktesebata uygun hiçbir şeyi yok ama almadılar. Türkiye’yi almayışlarının tek sebebi ideolojiktir. Pazartesi günü büyükelçilerle Ankara’da yemekli toplantımız olacak. Neler geleceğini biliyoruz. AB Bakanlığı’nı da kurduk. Müstakil, icracı bakanlık oldu. Bu adımlar karşısında biz olumlu bir yaklaşımı bulamıyoruz. Buna rağmen ya sabır diyoruz.
Siz bir yandan Türkiye’yi kriterlere uymamakla itham edip, Türkiye’ye ağır bedeller ödeten teröre neden bu kadar müsamaha gösteriyorsunuz? Türkiye’nin terörle mücadelesine neden gerekli desteği vermiyorsunuz?
Kimse endişe etmesin. Ak Parti hiçbir mağduruyite, hpiçbir hukuksuzluğa geçit vermez. Törürün finaksanıyla ilgili tarakıyı hazırlarken çok bükü hasiyet gösteridk. Bakanlar kurulu yetkili olacak. Şeikayetleri değerlendirecek, yeni sayalla ilgli hiçbir endişeye kaygıya maha yok. Tersine bu yeni yasa, gerek Türkiye ve gerek küresel ölçkte terörle mücadeleye güç katacak. Silahların susması, fikirlerin ve siyasetin konuşması için kararlı şekilde atımlarımızı atıyoruz atacaz.
Bölecü terör örgütü silahlarını bırakmadığı sürece gaüvenlik güçlerimizden kimse operasyonların durmasın beklemesin. Bırakmala da kalmayacak, üçüncü, ikinci ülkeye gideceks, Türkiye sınırları içinde olanlar zsınırlarımızı terk ederken, bizden önce düşülen yanlışlara fırsat vermeden yurt dışına çıkıllarışın müsamayla karşılarız yeterki ülkenin huzuru refahı güvence altında olsun. İnşallah hayırlı neticeyi elde edeceğiçz.
Şu anda da görüşmeler devam ediyor. Onlara da 5 milyar dolar borç vermek için müzakerelerimiz devam ediyor. Bu ara CHP Genel Başkanı Portekiz’e gitti, SE’de konuşma yaparken Türkiye ekonomisini yerden yere vurmaya çalıştı. CHP Genel Başkanı’nı dinleyen üyeler özellikle Portekiz, Yunanistan falan ‘bu yoldaşın kendi ülkesinden haberi yok’ demişlerdir. Avrupa ekonomisinden hiç haberi yok. İçlerinden de kıs kıs gülmüşlerdir
Bütün Avrupa’da Türkiye ekonomisinin başarı öyküsü konuşuluyor. Hepsi övgü yağdırırken bu beyefendi de çıkmış Portekiz’de yergi yapıyor. Trajikomik bir SE toplantısında bu ifadeleri kullanıyor.
Kamuoyunda yersiz bir kısım kaygılar var. AK Parti hükümeti hiçbir haksızlığa kesinlikle geçit vermez. Terörün finansmanı ile ilgili tasarıyı hazırlarken insan hakları, terör ve hukuk arasındaki dengeyi hassasiyetle gözettik. İçerdeki meselelerde yetki yargıda olacak. BM kararlarında Bakanlar Kurulu yetkili olacak. Yeni yasayla ilgili hiçbir endişeye mahal yoktur. Bu yeni yasa Türkiye ve küresel ölçekte terörle mücadeleye güç katacak bir yasadır.
Başbakan konuşmasının bu bölümünde geçtiğimiz yıllarda bir grup PKK'lının silah bırakarak "iyi niyet" girişimi ile Türkiye'ye gelişlerinde Habur Sınır Kapısı'nda törenlerle karşılanmasına gönderme yaptı. İşte o can alıcı bölüm:
Bölücü terör örgütü silahlarını bırakmadığı sürece güvenlik güçlerimizden kimse operasyonları durdurmasını beklemesin. Kimse..
Silahları bırakmakla da kalmayacak Türkiye sınırları içinde olanlar bundan önceki düşülen yanlışlara izin vermeden onların yurt dışına çıkışına izin veririz.
Bir yandan teröre müsamaha gösterip bir yandan da Türkiye ekonomisini, özgürlükleri eleştirmek çifte standarttır. Avrupa ülkeleri yıllarca kırmızı bültenle aranan azılı canilere kol kanat geriliyor. Uzaktan da örgütlerini yönetiyorlar, Avrupa’da ellerini kollarını sallayarak dolanıyorlar. Berlin’de bir çadırda bölücü başının resmi var ve orada para toplanıyor. İsimler değişik, kültür dernekleri, TV’ler, vakıflar, radyo…Terör örgütünün para toplamasına, sevk ve idare etmelerine parayı destek gösteriyorlar. Bu azılı teröristler sınırları rahatça geçip, üzerlerine bomba yerleştirip benim ülkemde alçakça suikastler gerçekleştiriyorlar
Ben bunları önlerine koyunca hukuk, özgürlük diyorlar. Bir parlamenter bana ‘’teröristin yer altına inmesini istemiyoruz, yerin üstünde olsun ki mücadele edelim’’ diyor. İyi de biz size adres veriyoruz, bir şey yapmıyorsunuz. Katilleri serbest bırakmak ne zamandan beri demokrasi oldu. Terörle mücadelenize sürekli destek vereceğiz, mesele bizim mücadelemiz olunca 40 dereden su getireceksiniz.
Teröre verilen müsamaha noktasında tahammülümüz kalmadı. Paris’teki olay ve Ankara’daki elçilik saldırısı, Avrupa ile terör arasındaki olayın daha güçlü sorgulanmasını gerekli kılmıştır. Türkiye olarak bu olayın üzerine daha kararlılıkla gideceğiz.
Pazartesi günü elçilere bu görüşlerimizi ifade edeceğiz. Görüştüğümüz her Avrupalı lidere tahammül sınırımızın zayıfladığını belirttik.
Ben size yeni bir rekordan bahsedeceğim şimdi. MB’nin döviz rezervi. 125 milyar 234 milyon dolara ulaşarak yeni.
Yassıada, özgürlükler adası oluyor. Yasal çalışmaları yaptık, süratle çalışmalara başlayacağız. İnşallah seçimlere yetiştireceğiz.
Seçim çalışmalarını seçimin bittiği sandıkların kapandığı andan itibaren başlatırız. Biz bugün seçim çalışması başlatmıyoruz. Seçim çalışması Haziran’da başladı. 2011’de….Biz bir ay kala meydanlara çıkanlardan değiliz. Biz bugün milletim için ne yaptım diyen bir partiyiz. Mahalli seçimlere 13 ya kala İstanbul’da çalışmalara hız kazandırılmasını rica ediyorum.
Asrın projesi olarak bilinen Marmaray’ı 29 Ekim’e yetiştirme gayretindeyiz. Ankara-İstanbul hızlı tren hattı da tamamlanma çalışmasına geldi, Büyük ihtimal Eylül- Ekim’e yetiştireceğiz. İstanbul’a biri Avrupa yakasında diğeri Anadolu yakasında olmak üzere iki şehir projemiz var. İki şehir projesi ile adeta bir yeni İstanbul inşa edeceğiz. 1+1 şeklinde 2 milyon nüfusu olacak.
2 alan olacak mitingler için. Taksim mi olsun falan filan… Doldurur musun doldurmaz mısın bizi ilgilendirmez. Bunlar hizmet diye bir şeyi anlamıyor. Bu ülkede sol bir garip. Hizmet diye bir şey bunların dünyasında yok
Bunlar nasıl kalktıysalar öyle yatmak isterler. Biz hayatımızı dünyadaki gelişmelerle güncelleyerek devam ettirmek istiyoruz. İstanbul’un içinde tarihle kucaklaşan bir meydan yok
Sultanahmet bizim için nasıl önemliyse Taksim meydanı aslında rücu edecek. Taksim kışlası var idi. Yaklaşık 150 yıllık mazisiyle. Bu Taksim Kışlası’nın aslını inşa edilmesini istiyoruz. Birileri de karşı çıkıyor. İstanbul’daki kurul. Ama bu kurulun üstünde bir yer var. Ankara’da. İnceleyecek kurulun kararını. Ret verecek bitecek bu iş. Biz yanlışların peşinden giden bir iktidar değiliz. Yeri geldiği zaman tarihi eserlere dokundurtmayız. Burada nasıl dokunduruyorsun. Taksim meydanını sökmüşsünüz Taksim stadı yapmışsınız. Trafik de alta alınınca siz istiklal caddesinde rezidansından AVM’ye, müzeye burası farklı bir çekim alanı olacak. Dünyada çekim alanı olacak. Bunlar her şeye karşı. Birinci ve 2.’nciye karşıydı. 3.’ye de karşılar şimdi. İnşallah eşsiz bir köprü olacak. Böyle bir güzelliğe sahip olacak. İstanbul İzmir otoyolu, İzmit körfezine yapılacak muhteşem bir köprü üzerine geçerek tamamlanacak.