BABACAN 'İSTİKRARIMIZI KISKANDILAR'

ASAYİŞHaber Girişi : 29 Ağustos 2013 05:38
<font color=red>BABACAN 'İSTİKRARIMIZI KISKANDILAR'</font>
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomisi güçlü devletlerin merkez bankalarının zarar etmeye başladığı bir döneme girildiğini belirtti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonomisi güçlü devletlerinmerkez bankalarının zarar etmeye başladığı bir döneme girildiğini belirterek, "Aslında buna bir normalleşme dönemi olarak bakmalıyız. Fakat her dönem değişikliklerinde olduğu gibi bu dönemde de piyasalarda hareketlenmelerin yaşanması normal. Türkiye’nin sağlam bir finans sistemi var. Biz bugüne kadar nasıl sağlam bir çizgi izlediysek, bugünden sonra da o çizgide devam edeceğiz" dedi.Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Keçiören Belediyesi’nin ortak projeleri olan bazı tesislerin açılış ve temel atma törenine katıldı. Açılışa Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, Ankara Valisi Alaaddin Yüksel ve çok sayıda Keçiörenli katıldı.

Babacan, açılışta yaptığı konuşmada Türkiye ve dünya ekonomisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ankara’da hükümetin ve belediyelerin son 10 yılda yaptığı tesisler ile ilgili bilgiler veren Babacan, son 10 yılda Ankara’ya yapılan yatırımların saymakla bitmeyeceğini belirtti. Başkentin en önemli sorununun ulaşım olduğunu kaydeden Babacan, Ankara’nın ulaşım sorununu bütün büyük ülke başkentlerinin yaptığı gibi metro hatlarıyla çözüleceğini ifade etti. Başkentte yapım aşamasında olan 3 ayrı metro hattı yapımının çok yakında tamamlanacağı müjdesini veren Babacan, “İnşallah Batıkent’i Sincan’a, Kızılay’ı da Çayyolu’na bağlayan hatlar çok yakında bitecek. Tabii ardından sıra Keçiören hattına gelecek” diye konuştu.

“ÖZEL SEKTÖR SAYESİNDE DEVLETİN KASASINDAN PARA ÇIKMIYOR”

Babacan, Ankara’ya devlet ve özel sektör işbirliğiyle yapılacak yatırımların 2014-2018 yılları arasında 418 milyar TL, 2014-2023 yılları arasında ise 1 trilyon TL olacağını vurguladı. Artık pek çok yatırımın özel sektör eliyle yapıldığını ifade eden Babacan, “Özel sektör aracılığıyla yapılan yatırımlar sayesinde devletin kasasından para çıkmıyor. Yatırımlar için harcadığımız her kuruşun mutlaka geri dönmesi lazım, bu tür yatırımlar yapmalıyız. Türkiye’yi dışa daha çok açacağız. Hedeflerimizden asla taviz vermeyeceğiz. Özel sektör odaklı bir ekonomik politika izliyoruz. Devlet özelleştirmeler sayesinden birçok sektörden çekildi. Artık daha çok düzenleme ve denetleme işlevleriyle öne çıktığımız bir ekonomik politika izliyoruz” dedi.

“İSTİKRARIMIZI KISKANANLAR OLDU”

Türkiye’nin son 10 yılda hem ekonomik hem de siyasi istikrarıyla dünyanın gıpta ettiği bir ülke haline geldiğini söyleyen Babacan, “Son aylarda istikrarımızı kıskananlar oldu. Ama biz yine de demokrasi diyeceğiz. Doğru olan neyse ondan asla vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.

Babacan, konuşmasının önemli bir bölümünü son zamanlarda dünya ekonomilerini etkileyen dalgalanmalara ayırdı. Son 3 aydır tüm dünyayı ekonomik açıdan etkileyen bir dönem yaşandığını belirten Babacan, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
“Özellikle ekonomisi güçlü devletlerin merkez bankalarının zarar etmeye başladığı bir döneme giriyoruz. Aslında buna bir normalleşme dönemi olarak bakmalıyız. Fakat her dönem değişikliklerinde olduğu gibi bu dönemde de piyasalarda hareketlenmelerin yaşanması normal. Biz Türkiye olarak bütçe disiplininden asla taviz vermedik. Türkiye’nin sağlam bir finans sistemi var. Biz bugüne kadar nasıl sağlam bir çizgi izlediysek, bugünden sonra da o çizgide devam edeceğiz. Biz Türkiye’de rekabete dayanan ama kuralları iyi konulmuş bir ekonomik politika izliyoruz. Çünkü böyle bir politikadan reel sektör, finans sektörü ve halk istifade eder. Ancak şunun da bilinmesi gerekiyor ki Türkiye fanus içinde kapalı bir ülke değil, dışa açık bir ülke. Dışarıda fırtınalar varsa bunu birazcık hissedeceğiz. Eğer denizlerde dalga varsa o dalgaları az da olsa biz de hissedeceğiz. Fakat burada önemli olan bu dalgalardan zarar görmeden çıkmak. Bunu da sağlam bir ekonomik yapı ve o yapıyı yöneten kaliteli yöneticiler, kaliteli kadrolarla mümkün. İnşallah bu kritik dönemi hep birlikte atlatacağız.”