AVRUPA PARLEMENTOSUNDAN TÜRKİYE'YE SERT !" />
Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulu'nda Gezi Parkı olaylarıyla ilgili yapılan oylamada, Türkiye'ye sert eleştirilerin getirildiği tasarı kabul edildi.
Türkiye'de Gezi Parkı olayları nedeniyle yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği ortak rapor Avrupa Parlamentosu'nda oy çokluğu ile kabul edildi. Raporda 31 Mayıs sabahından itibaren orantısız güç kullanıldığı, ateşlenen gaz kapsüllerinin direk sivilleri hedef aldığı, ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verildiği belirtilirken protestoların halkın değişik kesimlerinden destek bulduğu ve eylemlerde kadın-erkek oranının eşit olduğunun gözlemlendiğine değinildi.
TC Anayasasının 34.maddesi olan izinsiz barışçıl gösteri, toplantı ve yürüyüş hakkına atıf yapılan AP raporunda anayasanın ifade özgürlüğünü garanti altına alan 26, 27 ve 28. maddeleri de hatırlatıldı.Göstericilerin son dönemlerde azınlıkta kalan fikirlerin yeterince temsil edilmemesi, otoriter şekilde hükümet etme, hukukun üstünlüğü ilkesinin eksikliği ve adil yargılanma konularında seslerini yükselttikleri belirtilerek bu serzenişler karşısında Türk medyasının kötü bir sınav vererek sessiz kalmayı tercih ettiği ve bunun yanı sıra twitter kullanıcılarının gözaltına alındığına yer verildi.
AP'nin Türkiye'ye raporda verdiği mesajlar ve çağrılar şunlar oldu:
- Eylemlerde hayatını kaybedenlerin yakınlarına taziyelerimizi yaralananlara acil şifa dileklerimizi iletiyoruz
- Türk polisinin kullandığı aşırı ve orantısız güç nedeniyle derin endişelerimizi aktarıyor barışçıl protestolara bu tür müdahalelerde bulunarak ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verenler hakkında gerekli soruşturmaların ivedilikle açılarak tamamlanması çağrısında bulunuyoruz. Türk hükümetini barışçıl eylemler karşısında daha sert önlemler almaması konusunda uyarıyor, Başbakan'ın konu üzerinde gerginliği azaltıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı bir pozisyon almasını temenni ediyoruz.
- Türk yetkililerine tüm vatandaşların temel haklarına saygılı olma çağrısında bulunuyor ve gözaltına alınanların serbest kalmaları için sesleniyoruz. Ayrıca gözaltına alınan, alıkonulan veya tutuklananlar konusunda resmi tam rakamları öğrenmeyi bekliyoruz.
- Türk hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın uzlaşma adına geri adım atmak, özür dilemek veya halkın önemli bir kesiminin reaksiyonlarını anlamaya çalışmak konusundaki isteksizliğini ve kutuplaşmaya yol açan tepkilerini esefle karşılıyoruz.
- Cumhurbaşkanı Gül'ün yapıcı ve ılımlı yaklaşımları ve açıklamalarından ayrıca Sayın Arınç'ın zarar gören vatandaşlarla ilgili özür dileyen açıklamalarından memnuniyet duyuyor, onların başta Taksim Platformu olmak üzere çeşitli temsilcilerle diyaloga açık olması ve diyalog çağrısı yapmasının öneminin altını çiziyoruz
- Türkiye'ye kapsayıcı ve çoğulcu demokrasilerde tüm vatandaşların temsil edilmelerinin önemini dile getiriyor, bunun da çoğunluğun sorumluluğunda olduğunu hatırlatıyoruz.
- Siyasi partiler arasında reformlar konusunda yaşanan fikir ayrılıkları ve uzlaşıya hazır olmama durumu hakkındaki endişelerimizi aktarıyor hükümet ve muhalefete daha sık ve derin şekilde birlikte çalışma çağrısı yapıyoruz
- Birbirini denetleyen ve kontrol eden bir sistemin demokrasilerdeki önemini işaret ediyor ve bunun güçler ayrılığı ilkesi temelinde devam eden yeni anayasa çalışmalarında yerini bulmasının hayati olduğuna inanıyoruz.
- Polis ve yargı çalışanlarının yoğun eğitim programlarının devamının önemini hatırlatıyor, işkence ve kötü muamele karşısında oluşturulan uluslararası 'İstanbul Protokolü'nün uygulamasının önemini belirtiyoruz.
- Türk yetkililere tüm yerel ve ulusal projelerin detaylı şekilde toplumun bilgisine ve görüşlerine sunulması için çağrıda bulunuyor, ekonomik büyümenin sosyal, kültürel, çevresel ve tarihi faktörlerle dengeli şekilde gerçekleşmesi gerektiğini vurguluyoruz.
- Türkiye'nin pek çok yerinde oluşan beklenmedik kalabalık protesto dalgalarının toplumda yaşam tarzına ilişkin bir takım yaşanan tatminsizlikten kaynaklandığını gözlemliyor, ülkedeki zengin çeşitliliği olan yaşam tarzları konusunda gerekli tolerans ve özgürlüğün güvence altına alınmasının önemini yineliyor hükümete laik yaşam tarzları da dahil olmak üzere çoğulculuğa ve tüm bu yaşam tarzlarına saygı göstermesi çağrısında bulunuyoruz.
- Basın hürriyeti ve medya çoğulculuğunun AB değerlerinin temelini oluşturan ilkelerden olduğunu hatırlatıyoruz.
- İnternet ortamı da dahil Türk medyasındaki bozulma, kötüye gitme, artan oto-sansür hakkında endişelerimizi dile getiriyoruz.
- Medyanın büyük bir bölümünün çok farklı başka alanlarda ticari çıkarları da olan az sayıda sermayedarın sahipliğinde olmasının doğurduğu sonuçlar konusunda endişelerimizi yineliyor, medya sahipliği alanında yeni yasalar yapılması çağrımızı da yineliyoruz.