İçişleri Bakanlığı’nın Haziran 2013 verileri, Türkiye’de çocuk gelin sayısında gelinen son noktayı gözler önüne serdi. Son 3 yılda 18 yaş altında evlenenlerin sayısı 134 bin 629 olarak açıklanırken; 18 yaşını doldurmadan evlenen erkek çocuk sayısı 5 bin 763, kız çocuk sayısı 128 bin 866 olarak tespit edildi. Reşit olmadan evlendirilen kız çocukların sayısınn erkek çocukların sayısından 21 kat daha fazla olması dikkat çekti.
SUÇ SAYILMALI
Dönmez, 15 yaş altındaki kız çocukların evlendirilmesinin çocuk hakları ihlali olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Yrd.Doç. Dr. Burcu Dönmez, 15 yaşın altındaki ya da kaç yaşında olursa olsun bireylerin zorla evlendirilmelerinin kesinlikle bir insanlık suçu olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu vahşettir. Birleşmiş Milletler zorla evlendirmeyi ‘bir tür modern kölelik’ olarak nitelendiriyor. Avrupa Birliği 2002 ve 2006 yılları arasında zorla evlendirmeyi önlemek amacıyla 11 yönerge çıkardı. Ülkemizde de zorla evlendirmeyi cezayı gerektiren bir haksızlık olarak nitelendirmek ve ayrı bir suç tipi olarak düzenlemek zorunludur. Zorla evlendirme bir netice suçu olarak değil, kesintisiz suç olarak düzenlenmelidir. Bunun için de bir kişiyi sadece evlenmeye zorlamak değil, evliliği devam ettirmeye zorlamak da suç haline getirilmelidir.”
EVLENDİRİLMEK İSTENEN ÇOCUKLAR AİLELERDEN ALINSIN
Yrd. Doç. Dr. Dönmez, böyle bir yasanın çıkması halinde, önemli olanın, ağır ceza mahkemelerinin verdiği bir cezadan ziyade, ‘zorla evlendirilmek istenen çocukların velayetinin devlet tarafından ailelerden alınması’ gibi yaptırımların olması gerektiğini ifade etti. Genç yaştaki evliliklerin ‘eğitim ve ekonomik seviyeyle değişen bir olgu’ olduğuna vurgu yapan Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazen berdelle verilen, bazen mal gibi satılan kız çocuklarının dramları her gün karşımıza çıkıyor. Önemli olan, ailelerin eğitimini artırmamız. Bu bir devlet politikası haline gelmelidir.”
BU İNTİHARA ZORLAMADIR
Evlilik içinde veya dışında kadına yönelik psikolojik şiddetin bir görünüş biçiminin de kadını “intihara zorlama” olduğunu kaydeden Burcu Dönmez, bununla da mücadele yöntemlerini anlattı.
Psikolojik şiddetin en önemli baskı unsuru olduğunu belirten Dönmez, sözlerini şöyle sürdürdü: "TCK 84. maddeye göre, ‘Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ deniyor. Bu hareketlerden yalnızca birisinin gerçekleştirilmesi suçun oluşması için yeterlidir. Bu suçun oluşması için failin hareketi, azmettirme, teşvik etme, başkasının intihar kararını kuvvetlendirme ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım etme ile sınırlı olmalı. Buna karşılık intihar bizzat mağdurun özgür iradesine dayanarak aldığı bir kararın sonucu olarak gerçekleştirilmelidir. Eğer fail, ölümü doğuran icrai hareketi de kendisi gerçekleştirmişse intihara yönlendirme değil, kasten öldürme suçu oluşur. Bundan başka cebir veya tehdit kullanmak suretiyle kişileri intihara mecbur edenler kasten öldürme suçundan dolayı cezalandırılır.”
KİŞİLİKLERİNİ KAYBEDEBİLİRLER
Erken yaşta evlenen çocukların oyun ile gerçeği birbirine karıştırabileceğini belirten Yaşar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd.Doç. Dr. Ilgın Başaran ise bu çocuklarda görülebilecek davranış bozukluklarını şöyle anlattı:“İlköğretim çağındaki çocukların evlendirilmesi hem duygusal hem de fiziksel istismara girer. Bu çocuklar kendi kişiliklerini de kaybedebilir. Örneğin erken yaşta anne olan bir kız çocuğu oyuncak bebekleriyle oynadığı gibi kendi öz çocuğuyla oynayarak bir bağ kurabilir. Düşük yaptığında veya bebeği öldüğünde oyuncağını kaybetmiş gibi üzülebilir ve kendini çok yetersiz hissedebilir.”
ZORLA EVLENDİRME İLE MÜCADELE İÇİN NELER YAPILABİLİR?
Kalıcı mücadelenin devlet ve toplum işbirliği ile gerçekleşebileceğini savunan Yaşar’lı akademisyenler şu önerilerde bulundu: "Devlet ve toplum için zorla evlendirmeyi önlemek, somut tedbirler almak zorunlu bir görevdir. Bu bağlamda zorla evlendirmeyi önlemek için başvurulacak tedbirler arasında, sığınma yerleri açmak olmalı. Zorunlu durumlarda kişinin telefonla veya başka yolla ulaşabileceği bir yerle bağlantıya geçmesini sağlamalı."
Belirli meslek grupları için eğitim programları düzenlemek gerektiğini anlatan akademisyenler, "Hukuki ve psikolojik danışmanlık hizmeti vermek. Evlendirme için zor kullanan kişiye karşı ceza soruşturması ve kovuşturması açmak. Zora dayalı evlendirmelerin sonlandırılmasının kolaylaştırılmasını sağlamak. Kültürel ve sosyal nedenler, risk grupları ve risk faktörleri ve karşı stratejileri ele alan bilimsel çalışmaların desteklenmesini sağlamak. Aileler için eğitim programları düzenlemek" gerektiğini belirtti.
İSTATİSTİKLER ÜRKÜTÜCÜ
Türkiye, dünyada Kongo, Uganda, Nijer, İran ve Afganistan’dan sonra en çok çocuk evliliğinin görüldüğü ülke olarak biliniyor. BM ve Polis Akademisi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, yüzde 35 oranıyla Türkiye, dünyada en çok çocuk evliliğinin görüldüğü 7. ülke konumunda yer alıyor. TÜİK İstatistikleri Çocuk 2012 Araştırması’na göre, bölgelere göre Türkiye’deki çocuk evlilikleri oranının en fazla görüldüğü yer Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Evlenen erkek çocukların oranı 2008 yılında yüzde 16.6 iken 2012 yılında yüzde 20.1’e yükseldi. Aynı bölgede evlenen kız çocuklarının oranı 2008’de yüzde 13.7 iken 2012’de yüzde 17.2’ye yükseldi. Kız çocuklarının en fazla evlendiği 2. Bölge Akdeniz. 2008’de yüzde 14.7 olan oran 2012’de 15.3’e yükseldi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
Erkek - Kız
382 - 6.959
Batı Marmara Bölgesi
Erkek - Kız
101 - 1.208
Ege Bölgesi
Erkek Kız
223 - 4.258
Doğu Marmara Bölgesi
Erkek - Kız
142 - 2.168
Batı Anadolu Bölgesi
Erkek - Kız
161 - 3.400
Akdeniz Bölgesi
Erkek - Kız
182 6.171
Orta Anadolu Bölgesi
Erkek - Kız
119 - 4.108
Batı Karadeniz Bölgesi
Erkek - Kız
175 - 2740
Doğu Karadeniz Bölgesi
Erkek - Kız
45 - 1.062
Kuzey Doğu Anadolu Bölgesi
Erkek - Kız
88 - 2.174
Ortadoğu Anadolu Bölgesi
Erkek - Kız
119 - 2.902
16.01.2014 09:35:31