Hükümetin teröre çözüm arayışında devreye girecek Akil İnsanlar Komisyonu'nda yer alacak isimlere ilişkin konuşan Bozdağ, "Akil insanlara ilişkin kamuoyu ile paylaşılan liste, ülkemizin her kesimini temsil etmektedir. Tabii buna eleştiriler de yapılabilir nitekim yapanlar da var. Ne kadar bir iş iyi olsun diye gayret ederseniz edin onda bir eksik bulmak isteyenin niyeti oysa mutlaka bulabilir. Ama bakıldığı zaman listede fikirleriyle, yazdıklarıyla, başka özellikleriyle Türkiye'nin değer verdiği her kesimden insanlarımız var. Listenin içerisindeki insanlar, herkesin yakından tanıdığı, toplumun her kesiminden destek alabilecek insanlardır. Kamuoyunun bilmediği bugün ortaya çıkıp da ismini ilk defa duyduğu birisi de yok. O yüzden bu insanlar toplumun bazı kesimleri tarafından eleştirilse de önemli bir kısmı tarafından da kabul edilen, değer verilen insanlardır" değerlendirmesini yaptı.
"BUNLAR SİYASAL YIPRATMA AMAÇLI YAKLAŞIMLARDIR"
Bozdağ, hükümet Abdullah Öcalan'ın dediği isimleri Akil İnsanlar Komisyonu'na aldığı yönündeki iddialara ilişkin, "Listenin içerisindeki insanlara bakıldığı zaman bunlar toplumun her kesiminde destek alabilecek insanlar. Başkan ve üyelerinin hepsi Türkiye kamuoyu tarafından yakından tanınmaktadır. Dolayısıyla başka bir türlü yakıştırma yapmak saygısızlık olur. Bunlar siyasal yıpratma amaçlı yaklaşımlardır. 'Türkiye'nin başkenti neresidir?' diye sorulduğunda herkes 'Ankara' diyecektir. Yani Öcalan, 'Türkiye'nin başkenti Ankara' dediği zaman biz, 'yok değil' mi diyeceğiz?
Ben bu tür değerlendirmeleri sürecin arkasındaki halk desteğini azaltmaya dönük, bu işin başarıya ulaşmaması için yapılan gayretlerin bir ürünü olarak görüyorum. Çünkü şu anda gerçekten çok büyük bir halk desteği var bu işin arkasında ve birileri bu destekten rahatsız oluyor" diye konuştu.
AKİL İNSANLARIN GÖREVİ
Bozdağ, Akil İnsanların bu süreçte alacağı görevlere ilişkin ise Başbakan Erdoğan'ın bugün Dolbahçe'deki Başbakanlık ofisinde yapacağı toplantıyı işaret ederek, "Akil İnsanlarla toplantı yapılacak. Bu toplantıda Akil İnsanlarla karşılıklı değerlendirme yapılacak ve o değerlendirme sonucunda bunun çerçevesi çıkacaktır. O çerçeve içerisinde de akil insanlar görevlerini yapacaklar" dedi.
Bozdağ, toplumun Akil İnsanların fikirlerine değer verdiğini ve Türkiye'de bir sürecin işlediğini belirterek, "Akil insanlar, gittikleri bölgelerde sürece ve olan bitene dair insanlara bir şeyler söyleyecek hem de o bölgelerdeki insanların söylediklerini dinleyecekler. Akil İnsanlar buralarda gördükleri bütün fotoğrafları rapora da dönüştürebilecekler. Tabi ki birtakım sonuçlara da ulaşacaklar. Ama bunun çerçevesi Akil İnsanlarla yapılacak toplantıda belli olacak" dedi. Bozdağ, ayrıca Akil İnsanların terör örgütü ile görüşme, Kandil'e gitme gibi bir görevinin olmadığına da vurguladı.
"CHP, MHP VE BDP TABANINDA DA SAMİMİ BİR DESTEK VAR"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, çözüm sürecine verilen desteğe ilişkin ise şunları kaydetti:
"Biz, halkın sürekli arasındayız. Halkımız ne düşünüyor, ne hissediyor onu yakinen bilen birinci parti biziz. Çünkü halkın içinden siyaset yapan, onunla beraber siyasetini yapmayı planlayan bir hareketiz. Kamuoyunun uyguladığımız politikalar konusunda ortaya koyduğu tavırları ölçen anketler yapıyoruz. Şu anda yüzde 58 civarında kamuoyunda bir destek var, tabii kararsızları da koyduğumuzda bu rakam daha da farklı bir noktaya taşınıyor. Aynı şekilde MHP, CHP ve BDP'nin içerisinde de bu sürece destek veren büyük oranlar var. Tabii BDP'de biraz daha yüksek ama MHP'den de yüzde 33 civarında destek var, CHP'de de benzer bir rakam var. Bu sürece sadece AK Parti'ye oy verenlerin desteği değil, MHP, CHP, BDP'ye oy vermiş, TBMM dışında bulunan başkaca siyasi partilere oy vermiş seçmenlerimizin de samimi desteği var. Biz, bunu görüyoruz ve o yüzden bu sürecin sağlıklı yürümesi için elimizden gelen çabayı, gayreti sarf etmeye devam ediyoruz."
"ELEŞTİRİ VAR AMA ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK"
"Biz isteriz ki bütün partiler çözüm noktasında bir araya gelsin" diyen Bozdağ, muhalefet partilerinin süreci başından beri eleştirdiğini ama öneri sunmadığını dile getirdi. Bozdağ, "Biz, bu konuda bir araya gelip konuşmayacağız da neyi konuşacağız? Bu konuları muhalefetle görüşmekten kaçınan bir yaklaşım içerisinde olmadık. Aksine bu konuları konuşmak istemeyen muhalefet partileridir. Muhalefet partileri bunları konuşmadılar, parlamentoya araştırma önergeleriyle gündeme getirmek istediler, konuştuk. Zaman zaman kapalı oturumlarda bu meseleyi gündeme getirdik, konuştuk. Defalarca parlamentoda da konuşuldu. Bakıldığında ortaya çıkan şey hükümete eleştiri var ama çözüme dair somut bir öneri yok. Herkes eteğinde ne varsa ortaya koymalı" ifadelerini kullandı.
"KORKULARIN GÖLGESİNDE SİYASET YAPMAKTAN VAZGEÇİP BİR ARAYA GELMEMİZ GEREKİR"
Bozdağ, çözüm sürecinde muhalefet partileri ile işbirliği içinde olunduğu taktirde daha iyi bir noktaya gelinebileceğini vurgulayarak, "Bugüne kadar terör saldırıları oldukça muhalefetin iktidara dönük bu saldırıları bir vesile kıldığını görüyoruz. Bu doğru bir şey değil. Bizim bunu terk edip birlikte hareket etme noktasına çoktan gelmiş olmamız lazım. Ama öyle değil. Biz 'kan dursun' diyoruz ama diğeri 'hain' diyor. Biz, 'kardeşliğimiz, birliğimiz daha çok pekişsin' diyoruz, diğeri sen 'memleketi bölüyorsun' diyor. Biz, 'analar, babalar ağlamasın' diyoruz, diğeri 'falanla işbirliği içindesin' diyor. Bizim söylediğimiz ayrı kavram, onun söylediği ayrı şey. Bu cümlelerin karşılığı hain, bölücü, işbirlikçi olabilir mi? Aklım erdi ereli MHP, 'bu ülke bölünüyor' diyor. Bunların kehaneti tutmuş olsaydı herhalde şimdiye kadar paramparça olurduk. CHP de bugüne kadar hep 'faşizm', 'irtica' dedi. MHP, ayrı korkular pompalayarak o korkuların gölgesinde siyaset yapıyor, CHP ayrı gölgeler pompalayarak o korkuların gölgesinde siyaset yapıyor. Artık biz korkuların altında siyaset yapmaktan vazgeçip milletimiz için bu noktada doğru olanları ortaya koyan yaklaşımlar yapmamız gerekir. En azından terör konusunda bütün partilerin bir araya gelmesi gerekir" şeklinde konuştu.
"NE OLACAKSA MİLLETLE BERABER, MİLLETİN GÖZÜ ÖNÜNDE OLACAK"
Neticeler üzerinden değil de başka ayrıntıların üzerinden tartışıldığı zaman başka sonuçların ortaya çıktığını asıl neticelerin önemli olduğunu kaydeden Bozdağ, bu sürecin milletin gözü önünde işleyeceğini belirtti. Bozdağ, "Bu süreç milletin gözü önünde cereyan edecek bir süreçtir. Bu sürecin toplumda kabul görmesinin esas nedenlerinin bir tanesi de şeffaflığıdır. Milletten kaçan, millet adına siyaset yapmaktan kaçan, medyadan kaçan, başkasından gizlenen herhangi bir şey yok. Ne olacaksa milletle beraber olacak, ne olacaksa milletin gözü önünde olacak. Millete rağmen bir adım atılmayacağını biz her defasında açık bir şekilde ifade ettik. Bugüne kadar yaptıklarımız ortada. Milletimiz bize güvensin" dedi.
"BU İŞİ 'TAYYİP BABADAN' BAŞKA KİMSE BİTİREMEZ"
Önemli olanın sonucu odaklanmak olduğunu, terör bittiği zaman Türkiye'nin ne kazanacağına bakmak gerektiğini ifade eden Bozdağ, Yozgat'ta bir vatandaşla arasında gerçekleşen anıyı da anlattı. 2009 yılında Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi'nin yeni başladığı sırada Yozgat'ta bir yerde oturduğunu ve vatandaşların sorularını yanıtladığını anlatan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Herkesin kafasında sorular var. Orada bizi dinleyen 30-40 yaşları arasında bir beyefendi yaklaştı ve 'Başkanım Tayyip Bey'e selam söyle, sakın bu yoldan geri dönmesin, vazgeçmesin. Kim ne derse desin biz arkasındayız. Yazana, çizene bakmayan, millet arkanızda' dedi. Burada itiraz edenler var, başka laflar söylüyorlar, sen niye böyle düşünmüyorsun da böyle düşünüyorsun diye sordum. O da 'Ben evleneli 10 yıl oldu. Allah bize evlat nasip etmedi. Gitmedik doktor bırakmadık, bizim bu sene bir oğlumuz oldu. Ben istiyorum ki oğlum askerlik çağına gelene kadar bu iş bitsin. Bu işi de Tayyip babadan başka kimse bitiremez, o siyasetteyken bu iş ancak bitebilir. O vazgeçerse korkarım ki benim oğlum askere gelene kadar da devam eder' dedi. Milletimizin basireti bu konuda çok iyi bir noktada. Bu işin arkasında duran bir yaklaşımı var ve vatandaşımız bu işin bitmesini istiyor."
"TERÖRÜN BİTMESİ BU ÜLKEYİ OLUMSUZ ETKİLERSE BİZ BU İŞİ BIRAKALIM"
Başbakan Yardımcısı Bozdağ, çözümün doğuracağı pozitif sonuçları herkesin görmesi gerektiğini kaydederek, "Türkiye'de terör biterse kardeşliğimiz zayıflar mı, güçlenir mi? Birliğimiz zayıflar mı, güçlenir mi? Ekonomimiz zayıflar mı, güçlenir mi? Türkiye'nin içeride ve dışarı da zayıflar mı, artar mı? Bunlara baktığımızda 'biri eksi çıkar' diyen varsa o zaman biz bu işten vazgeçelim. Her şey artıya dönüyor. Öyleyse biz bu artıya dönecek adımları niye atmayalım? Bu, milletin hayrına" dedi.
VATANDAŞLIK TANIMI
Anayasa'da vatandaşlık tanımında sadece 'Türk' kelimesi geçiyormuş gibi bir değerlendirmenin yapıldığını dile getiren Bozdağ, "Halbuki bugünkü 82 Anayasa'mıza baktığımızda başlangıçta ve başka maddeler içerisinde çok değişik yerlerde 'Türk' ifadesi geçiyor, sadece bir yerde geçmiyor. Bizim vatandaşlıkla ilgili yaptığımız değerlendirmede de 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst bir çatıdır. Bunun altında herkes vardır' diyoruz. Zaten Türkiye derken orada yine 'Türk' ifadesi var. Orada yapılan tanım 'Türk' tanımı değil, vatandaşlık tanımıdır. Anayasa'nın 66. maddesinin başlığında 'Türk vatandaşlığı' diyor ama içeride Türk tanımı yapıyor. Vatandaşlık tanımı yapmıyor, etnisite tanımı yapıyor. Biz vatandaşlığın tanımını yapalım diyoruz. Vatandaşlığın tanımını yapmak Türklüğü Anayasa'dan çıkarmak değildir. Bu, tamamiyle çarpıtmadır. AK Parti bu milletin partisidir ve bu milletin evlatlarının oyuyla iktidar olan bir partidir. Bizim vazifemiz bu milletin bütün fertlerine hizmet etmektir" diye konuştu.
Bozdağ, Abdullah Öcalan'a serbest kalacağı iddialarına ilişkin ise, "Bu konuda bizim af diye bir şeyimiz yok. Daha önce de söyledik ev hapsi diye bir şey de yok. Ama buna rağmen herkes yine konuşuyor. Söylenenlerden ziyade bizim söyleyip yaptıklarımıza bakın" dedi.
"ÇOK TALİHSİZ BİR CEVAP"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, Bursa’da "Vur de vuralım öl de ölelim" sloganına "Onun da zamanı gelecek" cevabını vermesini eleştiren Başbakan Yardımcısı Bozdağ, "Ben bu lafı çok talihsiz bir cevap olarak görüyorum. Çünkü Türkiye, 12 Eylül 1980'den önce gerçekten büyük bedeller ödedi. Biz, sokak terörüne 5 bin civarında fidanımızı kurban verdik. Bizim rekabet edeceğimiz alan kalemdir. fikirdir, çalışmadır; şiddette, kavgada, terörde, ölmede, öldürmede kim rekabet ediyorsa kim insanları ölmeye, öldürmeye, kavgaya teşvik ediyorsa onlar gençlerimizi de milletimizi de en büyük kötülüğü yapanlardır" ifadelerini kullandı.
04.04.2013 10:08:09