BAŞBAKAN 'BM DÜNYA HUZURUNA DESTEK VERMİYOR'

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyenin dudakları arasına kilitlenmiş olduğunu belirtti.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan, Birleşmiş Milletler’in 5 daimi üyenin dudakları arasına kilitlenmiş olduğunu belirtti.

Başbakan Recep Tayip Erdoğan,“Belirli kişilerin egemen olduğu bir BMGüvenlik Konseyi'nin dünyada huzura destek sağlamasının mümkün olduğuna inanmıyorum” dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Asya Pasifik Perakende Kongresi ve Fuar açılışına katıldı. Kongrenin açılışında konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye ve Mısır'da yaşanan olaylara değindi.Birleşmiş Milletler'in (BM) Suriye konusundaki tavrını da eleştiren Erdoğan, "Suriye'de bin 700 insanın kimyasal silahlarla öldürüldü. Hala BMGüvenlik Konseyibununla ilgili kararını veremiyor. 110 bin insan bombalarla yaklaşık 3 yıldır öldürülüyor. Hala BMgüvenlik konseyi bununla ilgili kararını veremiyor. BMneye yarar. BMbarış için kurulmuş bir kuruluştur. 196 tane üyesi var. Görevinin şu anda yapabiliyor mu, maalesef yapamıyor. O zaman sorarlar niye kurduk biz BMteşkilatını. 5 tane daimi üyenin dudakları arasına kilitlenmiş olan bir dünya adil bir dünya olamaz" dedi.Türkiye'de başlatılan "Dünya 5'ten büyüktür" isimli kampanyayı hatırlatan Erdoğan, "Dünyanın artık görevini yapması lazım. Eğer barış istiyorsak, huzur istiyorsak bu adımları atılması lazım. İki tane üye bakıyorsunuz bütün adımları kilitleyebiliyor. Bir üye de kilitleyebilir. Bu sistemin dönerli olması şart. Belli kişilerin egemen olduğu bir BMGüvenlik Konseyi'nin dünyada huzura destek sağlamasının mümkün olduğuna, 11 yıllık başbakanlık tecrübemle ben inanmıyorum. Yine son G 20zirvesinde de bunarlı açıkça ortaya koyduk. İstiyorlar ki dünyayı sadece biz yönetelim. Hakkı ve haklıyı her zaman söylemek zorundayız" diye konuştu.Mısır'da 70 yıldan sonra halkın yüzde 52'sinin oyuyla seçilen Cumhurbaşkanı Mursi'nin darbeyle indirildiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Hani demokrasi, hani halkın iradesi. Saygı diyordunuz. Kimsenin bu saygısı yok. Askeri darbeden memnun olduğun ifade eden batılı ülkeler var. Eğer demokrasi diyorsak bu adımların da atılması lazım. Orada bakıyorsunuz binlerce insan katlediliyor. 17 yaşında kızlarımız orada katlediliyor. Nerede dünyadaki kadın hakları insan hakları savunucuları, ortada yok. Çünkü öldüren ve ölen meselesi çok önemi. Suriye'de şu anda 7 milyon göçmen durumda. 500 bin bizim ülkemizde. Şu ana kadar 2 milyar dolar yatırımız var. Bize şu ana kadar yurt dışından gelen destek sadece 135 milyon dolar. Milletime çok teşekkür ediyorum çünkü böyle bir durumda hükümetin arkasında durabiliyor"

BAŞBAKAN ERDOĞAN: “SOMALİ’YE SIRTINI DÖNEN DÜNYANIN GELECEĞİ YOKTUR”

Kongreye katılan yabancı konuklara Ahilik teşkilatını anlatan Başbakan Erdoğan, “Tarihimizde 11. yüzyıldan itibaren ahilik teşkilatı adı altında bir sistem oluşmuş, bu sistem toplumun adeta yapı taşı olmuştur. Ahilik teşkilatı esnafın oluşturduğu bir teşkilattır. Bu teşkilat sadece para ile ekonomi ile ilgili değildir. Bugün 21. yüzyılda dahi bu teşkilatın izleri, alışkanlıkları Türkiye üzerinde son derece etkilidir. Ahilik teşkilatına ait dünyanın pek çok ülkesinde var olduğuna inandığım bir kavramı, kanaat kavramını burada özellikle vurgulamak isterim. Bizim esnafımız yüzyıllardır sabah gelir dükkanı dua ile açar, müşterisini beklemeye başlar. İlk müşteri ve ilk alınan para esnaf için çok önemlidir. Buna bugün dahi siftah denir. Siftahını yapan bir esnaf, komşu dükkan yapmadıysa gelen müşteriyi nezaketle komşusuna yönlendirir. Haksız rekabet ayıplı mal gibi tavırlar sizler gibi bizim geleneklerimizde de en büyük ayıplar arasındadır. Kanaat yani kazandığı ile yetinmek ihtiyacı kadar kazanmak, bizim esnafımızın da en temel değerlerinden biridir” dedi.

Kanaatin zıttı olan hırsın toplumları çürüten bir hastalık olduğunu ifade eden Erdoğan, “Küreselleşin bir dünyadayız. Rekabetin de sermayenin de küresel ölçeğe yayıldığı dünyada yaşıyoruz. Küreselin yereli yok ettiği, boğduğu, ezdiği bir dünya yaşanılır bir dünya olmaz. Bütün dinler, bütün kültür ve gelenekler bize insanlığa sınırsızca kazanmayı ve sınırsızca tüketmeyi nahoş göstermiş. Hatta kimileri bunu yasaklamıştır. Eğer bir yerde sınırsızca kazanma hırsız varsa orada adaletsizlik de vardır, zulüm de vardır. Sermaye ve ticaret küreselleşirken eğer hırs da küresel bir boyut kazanıyorsa bilin ki yoksulluk da küreselleşmeye başlamıştır. İşte dünyada milyarlarca yoksul var. Bu yoksullara uzanan varlıklı el yok. Bugün küresel ölçekte yaşadığımız birçok sorunun temelinde bu hırs vardır. Yaşanan savaşlara, çatışmalara baktığınızda altında hırsı göreceksiniz” diye konuştu.

Başbakan Erdoğan konuşmasında “Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar” atasözünü de hatırlatarak, “Komşusu açken bir insan tok yatıyorsa orada çürüme başlamıştır. Bu süreci bu gidişi durdurmak, buna tedbirler üretmek dünya siyaset liderlerinin ve sizin içinizdeki ticari sahadaki liderleri görevidir. Başta G 20 toplantıları olmak üzere birçok platformda bu uyarıları yapıyoruz. Dünyayı tehdit eden bu hırs üzerinde etraflıca konuştuk konuşuyoruz. Ben inanıyorum ki 21. yüzyıl aslında bir paylaşım asrı olmalıydı. Şimdi Asya Pasifik Perakendeciler Kongresini aslında bu organizasyonun adeta dev bir STK yapılaşması olarak görmek çok isabetli olur. 16. Gerçekleştiren böyle bir kongre bence bunun da adımlarını atmalıdır. Bu mesele dünya üzerindeki her bir ferdin meselesi olmak zorundadır” şeklinde konuştu.

“Dünyamızın 100 yıl sonra da yaşanabilir bir halde olmasını istiyorsak farklı bir ekonomik anlayışı çocuklarımıza miras bırakmak zorundayız” diyen Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Somali’nin açlığına sırtın dönen dünyanın geleceği yoktur. 1 litre petrol için çocukların öldüğü dünyanın geleceği yoktur. Kendi iktidar hırsı için çocukları dahi öldürenlere göz yumanların, sırtını dönenlerin çocuklarına bırakacakları yaşanabilir bir dünya olamaz. Farklı bir dünyanın mümkün olduğuna ben yürekten inanıyorum. Farklı bir ticaret anlayışının var olduğuna yürekten inanıyorum. İstanbul’daki bu buluşmanın böyle farklı bir dünyaya, farklı bir ticaret ve ekonomiye kapı aralamasını arzu ediyorum”

Adaletsizlik, katliamlar ve darbelerin ticaret yolunu kapatacağını söyleyen Başbakan Erdoğan, “Çocukların kimyasal silahlarla öldürüldüğü bir dünya vicdanı kuruttuğu kadar refahı da kurutur. Vicdanın küreselleşmesi, kanaatin küreselleşmesi, ekonomi ve ticaretin farklı bir boyut kazanması hepimiz için şarttır” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin zor bir coğrafyada olmasına rağmen bölgesinde refah, huzur, barış ve istikrar sağlanması için çaba sarf ettiğini kaydeden Erdoğan, “Türkiye istikrar, huzur, refah ve demokrasi noktasında bölgedeki müstesna ülkelerinden biridir. Ülke içindeki sorunları tek tek çözüme kavuşturuyoruz. Bölgesel meselelerde barışı huzur ve istikrarı, demokrasiyi yani halkın iradesinin egemen olduğu iktidar sistemlerini en güçlü şekilde destekliyoruz. Somali’deki yoksulluğu dünya gündemine taşıyoruz ama önce kendimiz gidiyoruz. Bir yerde deprem mi var felaket mi var biz oradayız. Asla bu Müslüman bu Hristiyan ayrımı yapmadan oradayız. Çünkü bu asrı bir dayanışma bir paylaşım asrı kılmak zorundayız. Bu millet şanına yaraşır olanı yapmak durumundadır. Ayın 30’unda demokratikleşme paketini açıklayacağız. 11 yıllık süre içinde söz verdiklerimizin yeni bir aşamasıdır. Türkiye ekonomisi kararlı şekilde mali disiplinden taviz vermeden yolunda ilerliyor. Cumhuriyetimizi kuruluşunun 100. yıldönümü için iddialı hedefler belirledik. Daha çok çalışarak dünyanın 10 ülkesinden biri olmayı hedefliyoruz. Ekonomiyi büyütürken insani değerleri, insan hak ve özgürlüklerini çevreyi özellikle de geleceğimizi dikkate alıyor sürdürülebilir kalkınma mücadelesi veriyoruz. Türkiye yıldızı her geçen gün parlayan ülkedir. Küresel ticarete olduğu kadar küresel ticaretin güvenli olmasına da katık sağlayacak, küresel ticaretin güvenli bir limanı olmaya devam edecektir”


23.09.2013 17:01:55