Meclis üyeleri iddiaya göre Ramada Oteli'nin kaçak bölümlerine yasallık kazandırmak, Talya Oteli'nin 5 kat olan imar düzenlemesini 7 kata çıkarmak, falezler üzerindeki paha biçilemez arazinin satışı ve Dedeman Oteli ile yanında bulunan Manavoğlu Parkı için alınan grup kararlarına uymadıkları gerekçesiyle disipline sevk edildiği iddia edildi.
İHA’ya açıklamalarda bulunan 4 meclis üyesinden Figen Çalıkuşu, konu ile ilgili 20 günden bu yana kendileri dışında bir çok haberin yapıldığını dile getirerek, sorun ve çatışmalarının kaynağının siyasetin kurumsallaşmış bir ahlak yapısının yerleşmemiş olmasından kaynaklandığını savundu.
"Partilerde kişilerin yarışmaması gerekir" diyen Çalıkuşu, "Projeler üzerinden yarışıldığı zaman tek bir menfaat var. O da partinin kalkınmasına yönelik olur. Kişiler üzerinden yarışıldığı zaman seviye eksiliyor ve parti zarar görüyor. Kişi menfaatleri devreye giriyor. Bizim partiyi küçük düşüren hiçbir hareketimiz olmadı. Asıl bu süreç partiyi küçük düşürüyor. Biz CHP gibi köklü gibi bir partide siyasetin ahlaki temeller üzerine yapıldığını, doğrular, dürüstlük üzerine yapıldığını, icraatın menfaat değil vazife olarak atfedilmesi gerektiğini ispat anlamında rol almış kişileriz. Bizim uymadığımız hiçbir grup kararı yok. Sadece çekimser oy kullandığımız bir karar var. Eski Lara yolu üzerinde Mobil arazi olarak bilinen arsa satışıdır. Bu arazi 45-46 parsel ile birlikte gruba getirildi. Eğer bu grupta açık açık tartışılmış olsa ve irademiz yanıltılmamış olsaydı biz orada ‘hayır’ derdik. Mecliste bulunmazdık. Ama grupta tüm parseller kastedilerek 'Belediyenin hisseli olduğu taşınmazlar, değerli taşınmazlar değil, satılarak hem yükten kurtulacak hem de belediye gelir sağlamış olacak' denildiği için biz de olumlu karşıladık. Başkanın icraatına saygı duyarız. Ama ne zamanki geldik mecliste bunun falez üstünde bir yer olduğunu gördük. O noktada geri çekilmesini istedik. Bunun net bir şekilde bu boyutta grupta tartışılmadığını geri çekilmesini bildirdik. Ama maalesef oylandı. O noktada biz ‘Evet ‘ diyemezdik. Tartışılmayan karar bir grup kararı olarak sunulmaz. Hal böyleyken, grup karına uyulmadı diyerek bunu bize döndürmek, bence çok yanlıştır” diye konuştu.
KİŞİ MENFAATİ PARTİNİN ÖNÜNE GEÇMEMELİ
Hukukçu kimliğiyle belediye meclisinde karar alırken önceliğinin hukukun üstünlüğü ve halkın menfaati olacağını dile getiren Çalıkuşu, "Parti menfaatinin de halkın menfaatinden ayrı olduğu düşünülemeyeceği gibi hukuka uygunluğun da gözardı edilmesi düşünülemez. Bizim yaptığımız partiyi küçük düşürmek değil, tam tersine köklü bir parti olan partimizde siyasetin menfaatler üzerine değil, dürüstlük kurallarına uygun yapıldığını göstermektir. Siyasetin kurumsal bir ahlaki yapısının olmayışı kişilerin yarış ve rekabetini getiriyor. Kişilerin yarışında ise seviye düştüğü zaman bizim yaşadığımız durumda olduğu gibi kişilerin haksız saldırılarına maruz kalabiliyorsunuz. Üstelik sözde parti menfaati vesile kılınarak. Esas bu durum partilere zarar veriyor. Partinin küçük düşürülmesine neden oluyor" diye konuştu.
ÇIKACAK KARAR SİYASİ AHLAK ANLAYIŞINI VE SEVİYESİNİ GÖSTERECEK
Disiplin sürecini basından takip ettiklerini ve kendilerine 26 gündür bir bildirim yapılmadığını ifade eden Çalıkuşu, "Partiyi küçük düşürmek ve grup kararlarına uymadığımız yolundaki iddialar ile il yönetim kurulu tarafından hakkımızda ihraç kararının alınmasının istendiği, kararın alındığı gecenin sabahında internet ortamında yapılan haberlerden öğrendik. Süreç bizlere partiyi kimlerin ne şekilde küçük düşürdüğünü net olarak gösterecektir. Daha önemlisi siyasi ahlak eşiğimizin nerede olduğunu tespit açısından önemli bir aşama olacaktır. Çıkacak karar siyasi ahlak anlayışını ve seviyesini gösterecek. O anlamda çıkacak kararı merak ediyoruz. Hep birlikte bunu göreceğiz. Bu sürecin ve neticelerin sorumluluğunu da belki bize ihale etmek isteyecek birileri olabilir. Peşinen ve çok net söyleyeyim; biz buna izin vermeyeceğiz. Bizlerin parti ilke ve anlayışına aykırı, hukuk ve yasal düzenin korumadığı, kent ve kentlinin menfaatini gözetmekten uzak hiçbir icraatımız olmadı” ifadelerini kullandı.
BİZE GELEN TEBLİĞ YOK
Çalıkuşu, yaşadıkları sürecin uzun olduğunu belirterek, “Başkalarının disipline gitmelerini gerektirecek çok konu var. Ve bu konuda bizim başvurularımız var. Onlarla ilgili bir icraat, işlem yapılmazken bizi son derece haklı olduğumuz, kamuoyu vicdanında, yargı kararında saptanmış konularda disiplin sürecinde kesin ihraç istemiyle başlatılmış olması, bize herhangi bir tebliğ yapılmadan bunun sürekli basında tartışılıyor olmasını doğru bulmuyoruz. Doğacak sonuçları bize yüklemesinler" şeklinde konuştu. Çalıkuşu, dürüstlük ve hukuk kuralları dışında arkasında durdukları hiçbir olayın olmadığını, ispat edilmesi halinde burada olduklarını kaydetti.
İHRAÇ OLURSA YASAL YOLLARA BAŞVURACAĞIZ
Çıkacak her türlü kararı olgunlukla karşılayacaklarına vurgu yapan Çalıkuşu, "Yasal gereği neyse o yapılacaktır. Takipçisi olacağız. Bir haksızlıklarla karşı karşıyayız, bu haksızlığın takipçisi olmak en büyük hakkımızdır. Ama diğer yandan uyulmayan grup kararı varken, insanın adalet duygusunu inciten pek çok olaya sessiz kalınmışken, çıkacak neticeler ağır bir sorumluluğu gerektirebilir. İhraç olursa yasal yollara başvuracağız" dedi.
PARTİYİ KÜÇÜK DÜŞÜREN KARARIMIZ YOK
Gültekin Otur ise CHP’nin hukuk düzeni üzerine kurulduğunu hatırlatarak, "Belediyelerle ilgili grup kararlarıyla ilgili bağlayıcı bir karar almak son derece yanlıştır. Neden ortada siyasi kararlar almıyorlar. Belediyenin işleyişi ve imar planlarıyla ilgili bir takım kararlar alınıyor. Sonunda yanlış alınan bir karar tekrardan o kararı olan o şahsa rücu ediyor. Mahkeme onları sorguluyor. Biz ileride sıkıntı yaşamak adına dosyadaki maddeleri geniş olarak inceliyoruz. Bizim bugüne kadar alınmış böyle partiyi küçük düşüren grubu küçük düşüren belediyenin işleyişine aykırı bir karımız yok. Bir tane arsa satışı ile ilgili çekimser oyumuz var. O da grupta konuşulmadığı içindir. Biz de bir dahaki mecliste görüşülmesini istedik. Başkan buna müsamaha göstermedi. Biz de çekimser oy kullandık” dedi.
SUÇLAMALARI KABUL ETMİYORUZ
Dört yıl içinde yaklaşık 1700 meclis kararı aldıklarını anımsatan Otur, "60-65 tane meclis yaptık. Bir iki tane çekimser oyumuz var. Burada tamamı için grup karı alınırken aynı durumda büyükşehir meclisinde aynı şahıslar orada aynı konularla ilgili grup serbest bırakılıyor. O yüzden biz bir haksızlığa uğradığımıza inanıyoruz. Bize ulaşan bir bilgi belge yoktur. Biz bu haberlerin hiçbir yerinde değiliz. Partimizi kamuoyunda küçük düşürme asla yapmadığımız bir şeydir. Bu suçlamaları kabul etmiyoruz” dedi.
BELEDİYELERDEKİ GRUP KARARLARI PARTİYİ BAĞLAMAZ
Meclis üyesi Cem Balkan da, kendilerinin disipline verildiklerini medyadan öğrendiğini belirtti. Herkesin şikayet hakkı olduğunu ve kendilerini disipline verebileceklerine kaydeden Balkan, "Aradan 3 hafta geçti bize bir bildiri gelmedi. Diğer siyasi parti ilçe başkanları dördümüzün üzerinden CHP’ye yüklendi. Konunun hep tarafı biziz ama elimizde bir şey yok. ‘Siz yaptırıyorsunuz’ diyorlar basına. Şimdi biz çıkıp AK Parti ve MHP’nin ilçe başkanlarına ‘böyle açıklamamı yapın’ diye mi yönlendiriyoruz. Biz de bir savunmamızı verelim. Kötü bir şey yapmadık. Grup kararlarında yanlışta karar alınabilir. Bu bireysel bir suçtur. Hiçbir zaman belediyelerdeki grup kararları partiyi bağlamaz. Çünkü bireyseldir" dedi.
HUKUKUN DIŞINDA KARAR ALMADIK
Zühre Yolcu ise kendilerinin suçlanmadan önce 21 tane imza atan meclis üyesinin sorgulanması gerektiğin altını çizdi. "4 kişiyi neyle suçluyorsunuz" diye bu üyelere sorulması gerektiğine değinen Yolcu, şunları söyledi:
"Arkadaşlarımın grup kararına uymama gibi bir durum yok. En çok ben uymadım. Onlar genelde dışarı çıktı. Divan katibi olduğum için ben çekimser kaldım. Çekimser kalmama rağmen hem o tarafta, hem bu tarafta yargılanıyorum. Hukukun dışında bir karar almadık. Tartışılmayan, konuşulmayan kararlara çekimser oy kullandık. Bu süreç yaşanırken divan katipliği üyeliğinden ayrıldım."
_
27.06.2013 20:06:10