Kemiklerin bulunduğu yer günümüzde çöl olsa da, Eurygnathohippus Woldegabrieli adı verilen bu at türünün yaşadığı zamanlarda, orman ve çayırlarla kaplıydı.
Keşfi yapan bilim insanlarından Scott Simpson, buluntular arasında, kırmızı toprağın altında iyi muhafaza edilmiş ve halen beyazlığını koruyan ön bacak kemiğinin iki ucu olduğunu açıkladı. Simpson ve araştırma ekibi, bacak kemiğinden elde edilen parçaların, atın, atalarından daha uzun bacaklara sahip olduğunu gösterdiğini söylüyor. Yine bacağın yapısı ve boyu, atın hızlı koştuğunu, bu sayede bölgedeki yırtıcı hayvanların saldırısından korunarak daha uzun süre hayatta kaldığını gösteriyor.
Atın dişleri üzerinde yapılan incelemede ise, zebralar ve Afrika antilopları gibi, çayırlardaki otlarla beslendiği tespit edildi. Bu at türünün, üç parmaklı toynaklarıyla bilinen ve yaklaşık 16 milyon yıl önce Kuzey Amerika’da ortaya çıkmış, Hipparionines familyasına mensup olduğu biliniyor. Bu atların, Kuzey Amerika’dan, bir zamanlar Alaska ve Sibirya’yı bağladığı düşünülen bir kara parçası üzerinden, Avrasya’ya ulaştığı düşünülüyor.
Araştırmacılar, bu yeni keşfin, atların evrimi, boylarının ve burunlarının nasıl uzadığı konusunda yeni bilgiler verdiğini söylüyor.
16.12.2013 09:53:52