3. ANTALYA FELSEFE GÜNLERİ SONA ERDİ

ADANA GENELHaber Girişi : 27 Mayıs 2013 11:25
3. ANTALYA FELSEFE GÜNLERİ SONA ERDİ
‘Hakikat ve Demokrasi Geriliminde Kent’ temalı 3. Antalya Felsefe Günleri’nde Türkiye’nin önde gelen akademisyenleri ve yazarları bir araya geldi.
Antalya Kültür Merkezi (AKM) Perge Salonunda iki gün boyunca devam eden panellerde hakikat ve kent konusu tartışıldı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Antalya Kültür Sanat Vakfı işbirliğiyle düzenlenen etkinliğin açılışı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın tarafından gerçekleştirildi. Açılış konuşması yapan Başkan Akaydın ‘düşüncesizlik ve felsefesizlik günlerinden geçiyoruz’ diyerek bütün bilimlerin başlangıcını oluşturan Felsefenin 21. yüzyıl toplumunu düşünce bazında sorgulaması gerektiğini ifade etti.
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de bir değerler sistemi yozlaşmasının olduğunu belirten Başkan Akaydın “Yaşamın sorgulanması lazım, sorgulanmamış yaşamın yaşam olarak değeri yoktur!” ifadelerini kullandı. Dünyada emeğin çökmüş gibi bir görüntü verdiği bir süreçten geçildiğini kaydeden Başkan Akaydın dünyanın ekolojik dengesinin kapitalizmin çıkarları uğruna acımasızca tahrip edildiğini ve dünyanın yeniden şekillendiğini bildirdi. Politikacıların bu sistem tarafından seçildiğini ifade eden Başkan Akaydın “İşin kötüsü dünyada birçok meslek gurubu da eskiden kendi düşünce sistemini etik yönünden sorgularken, şimdi kapitalizmin vermiş olduğu bütün değerleri kendi meslek kavramları, meslek ahlakının içine soktular. Böyle bir ortamda bir politikacı bir belediye başkanı olarak ‘Hakikat ve Demokrasi Geriliminde Kent’ başlığını kim seçtiyse, onu kutluyorum” şeklinde konuştu.
Organizasyon komitesi adına konuşan Çetin Balanuye ise son derece güncel ve önemli bir tema için bir araya geldiklerini belirterek hakikat kavramının uzunca bir süredir adeta unutulduğunu kaydetti. Balanuye “Kalabalığın eğilimi, bu eğilim nesnel gerçekliğe hiç de uygun olmadığında bile doğru bellenmekte, yargıları ve kararları şekillendirmekte. Geçenlerde önce hükumet tarafından önerilen ve yine hükumet tarafından vazgeçilen ‘süt bankası’ projesi bir örnektir. Sütü fazla olan anneden süt alıp steril ortamda saklanarak, sütü olmayan annenin çocuğuna vermek gibi iyi bir fikir, din alimlerinin verdiği fetva izlenerek uygun bulunmadı. Oysa, konunun hakikati şuydu: Anne sütü besin değeri yüksek bir doğal besindir, bunun ötesinde herhangi bir genetik etkisi yoktur. Buna karşın, ‘süt kardeşleri evlenmezler’ denerek bu fikir hayata geçemedi. Kısaca, demokratik çok söylemlilik hakikat ve nesnel doğruyla bağımızı kopartıyorsa burada bir sorun yok mu?” ifadelerini kullandı.